Barlas Tolan Konferansları
Galatasaray Üniversitesi’nin kurucu kadrosunda yer alan ve Sosyoloji Bölümü’nün kurucu başkanı olan Barlas Tolan, 11 yıl önce vefat etti. Onun ardından Sosyoloji Bölümü tarafından her yıl düzenlenen Barlas Tolan Konferansları’nın 11’incisi, hocanın önem verdiği çalışma alanlarından biri olan sosyal psikolojiye ayrıldı. 9 Aralık 2025 tarihinde Aydın Doğan Oditoryumu’nda gerçekleştirilen konferansın bu yılki başlığı “Toplum Bilimlerinde Sosyal Psikolojik Yaklaşımlar” oldu.
Konferansa Prof. Dr. Diane Sunar (İstanbul Bilgi Üniversitesi), Doç. Dr. Buket Türkmen (Galatasaray Üniversitesi), Dr. Sercan Karlıdağ (Altınbaş Üniversitesi) ve Zeynep İclal İncioğlu (Galatasaray Üniversitesi) konuşmacı olarak katıldı. Oturumun moderatörlüğünü Nazlı Ökten (Galatasaray Üniversitesi) üstlendi.
Konferansın açılış konuşmasını ve organizasyonunu üstlenen Doç. Dr. Buket Türkmen, Galatasaray Üniversitesi ve Barlas Tolan ile bağını kuran 1999 tarihli stereotip ve kimlik araştırmasına değindi. Türkmen, “Türkiye’den Dünyaya Bir Bakış: Türkiye’deki Avrupalı İmgesi ve Ulusal Kimlik Kurgusuna Etkileri” başlığıyla Galatasaray Üniversitesi Yayınları’ndan çıkan bu çalışmanın, farklı disiplinlerden ve yaklaşımlardan gelen bir araştırma ekibiyle yürütüldüğünü aktardı. O dönem araştırmada görev alan asistanların bugün kendi alanlarında yetkin akademisyenler olmaları, konuşmada vurgulanan noktalardan biri oldu. Türkmen ayrıca, araştırmanın Barlas Tolan tarafından yatay ve katılımcı bir biçimde örgütlendiğini ve bu yaklaşımın hem araştırma sürecine hem de yayınlara yansıdığını belirtti. Kullanılan yöntem ve analizleri bugünün eleştirel merceği ile de değerlendiren Türkmen, "Çok eleştirerek baktık, hepimiz gibi, ilk araştırmalarımıza. Ama ilk olmadan sonrakiler olmazdı" diyerek konuşmasını bitirdi.
Bu başlıkta bir konferansa elbette konusunun duayeni kabul edilen bir isim olan, "hocaların hocası" Prof. Dr. Diane Sunar ( İstanbul Bilgi Üniversitesi) davet edilmişti ve kendisi İngilizce yaptığı sunuşu "Social Psychology Research in Türkiye: 1990-2020" ile oturuma genel bir başlangıç yaptı. Diane Sunar'ın gelmesini heyecanla karşılayan dinleyiciler, onun sunuşundan Türkiye'de sosyal psikolojinin serencamının izini sürebildiler. Sunar, 1990’lı yıllardan itibaren Türkiye’de yaşanan toplumsal dönüşümlerin, aile yapıları, değerler, kimlik edinme süreçleri ve toplumsal cinsiyet algılarında önemli değişimlere yol açtığını belirtti. Bu dönüşümlerin, sosyal psikoloji araştırmalarında ele alınan sorunsallar ve kullanılan yöntemler üzerinde belirleyici olduğunu vurguladı. Daha önceki dönemlerde Sosyal Psikolojinin önemli bir sorunsalı olan "Benlik" meselesinin terk edildiğini ve toplumsal dönüşümün daha ziyade korelasyon ve istatistiklere dayalı bilimsel metotlarla anlaşılmaya çalışıldığını söyledi. Prof. Sunar sunuşunda ve oturum sonundaki tartışmada, bilime yaklaşımının siyasal alana mesafeli ve tarafsızlığa önem veren bir yaklaşım olduğunun ve bu bilimsel yaklaşımı önemli bulduğunun altını çizdi.
Dr. Sercan Karlıdağ ise sosyal psikoloji alanına epistemolojik, ontolojik ve etik-politik açılardan yönelttiği eleştirileri ele aldı. Sunumunda, Muzaffer Şerif geleneğinin güncel araştırmalardaki izlerine değinen Karlıdağ, Şerif ve Adorno yaklaşımlarının birarada çalışılabileceğini söyledi. Bilimsel ve etik tarafsızlığı savunan bir epistemolojinin, statükoyu meşrulaştıran bir taraflılık olabileceğinin altını çizen Karlıdağ, etik ve politik boyutların sosyal psikoloji çalışmalarında merkezi bir yer tutması gerektiğini ifade etti. Son yıllarda Kürt kimliği, Alevilik, Gezi Direnişi katılımcıları ve barış bildirisine imza atan akademisyenler üzerine yapılan araştırmalara atıfta bulunan Karlıdağ, bu yeni eleştirel epistemolojinin etkisinin Prof. Dr. Melek Göregenli'nin İzmir ve Diyarbakır’da işkence ve kötü muamele, homofobi ve nefret suçları üzerine araştırmalarında da görülebileceğini söyledi. Kendi Alevilik araştırmasından hareketle, bazı toplumsal kimliklerde öne çıkan meselenin benlik saygısından ziyade süreklilik motivasyonu ve sosyal temsiller olduğunu belirtti.
Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde sosyal psikoloji derslerini yürüten Zeynep İclal İncioğlu ise “Bir araştırma ve eylem bütünlüğü olarak sosyal psikolojiyi anlamak” başlıklı sunumunda klinik sosyal psikoloji perspektifini ele aldı. İncioğlu, ruhsal ve toplumsal olanın birlikte ele alınmasının önemine değinerek, teori, analiz ve pratik arasındaki kopukluğu reddeden bir yaklaşımı tartışmaya açtı. Bu bağlamda İncioğlu sosyal psikolojide temel sorunsalların, sosyal alandaki ilişkilerle öznelerin nasıl başa çıktığı üzerinden kurulması gerektiğini savundu. Klinik sosyal psikolojinin, araştırma sürecinde öznelerin anlam arayışlarını merkeze alan bir çerçeve sunduğunu ifade etti. Bu psikolojik kavrayışta, araştırma ve eylemin iç içe, bütünlükle, birlikte üretilebileceği bir yeni epistemolojik kavrayışı önerdi.
Birbirinden farklı bilimsel kavrayış ve epistemolojilerin, kuşaklar arasındaki farklılıklarla da kesiştiği bu oturum, söz konusu sorunsalların ele alındığı bir soru-cevap bölümüyle devam etti. Katılımcıların sorularıyla zenginleşen bu bölümde, “bilim”e yönelik iki farklı yaklaşım ve sosyal bilimlerdeki dönüşümün imkânları tartışıldı. Sunar, bilimsel olan ile siyasal yaklaşım ve eylemler arasında bir ayrım yapılması gerektiğini savunarak, bilimsel araştırmanın siyasal eyleme katkı sunabileceğini, kendi AÇEV çerçevesinde yürüttüğü siyasal eylemliliğin de bilimsel çalışmalardan beslendiğini ifade etti; ancak bu iki alanın aynı epistemolojik düzlemde karıştırılmaması gerektiğinin altını çizdi. Karlıdağ ve İncioğlu’nun yaklaşımları ise yeni sosyal bilim sorunsallarının izini sürüyordu: bilimsel tarafsızlığın eleştirel biçimde sorgulanması, siyasal-eleştirel yaklaşımla bilimsel epistemolojinin yeniden düşünülmesi ve bilimsel olan ile toplumsal olanın iç içeliği.





Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü olarak, 10 Aralık 2024 Salı günü, gelenekselleşmiş Barlas Tolan Konferanslarının onuncusunu başarıyla tamamladık. Bu yıl “Galatasaray Sosyoloji Bölümü’nün Ayak İzleri: Teorik Birikimden Yöntemsel Pratiğe” başlığıyla düzenlediğimiz etkinliği, bölümümüzün kurucu başkanı Prof. Dr. Barlas Tolan’ın anısını yaşatmak ve akademik birikimini yeni nesillere taşımak amacıyla gerçekleştirdik.
Barlas Tolan toplantılarının Yurttaşlığın Değişen Boyutları konulu dokuzuncusu Doç. Dr. Feyza Ak Akyol'un, Barlas Hocamızın bölümün kuruluşundan itibaren öğretim elemanlarının bütünüyle kurduğu eşit ilişkiyi temsil eden yuvarlak bir masanın etrafında eşit bileşenler olarak toplanma fikrini vurgulayan açılış konuşmasıyla başladı.
Prof. Dr. Haldun Gülalp de konuşmasına Barlas Hoca'yla doğrudan tanışmadığını ama Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi günlerinde ondan saygıyla söz edildiğini hatırladığını belirtti. Haldun Gülalp laikliğin neden eşit yurttaşlık ilkesinin merkezinde olduğu fikrini hukuki örneklerle destekleyen zengin bir konuşma yaptı.
İkinci oturumda GSÜ Felsefe bölümünden Dr. Öğretim Üyesi Zeynep Savaşçın çağdaş demokrasi teorilerinin (Ş. Benhabib, E. Balibar, C. Colliot-Thélène) yurttaşlık zemini olarak insan hakları, öznelerarası bir “talep” olarak hak ve “yurttaşlararasılık” anlayışları üzerinden, bugün kamusallığı ve cumhuriyeti yeniden düşünmek için nasıl imkanlar açtığını tartıştı. Bölümümüzün kurucuları arasında yer alan Prof. Dr. Buket Türkmen ise muhalefet ve eleştirinin sisteme müdahale kanallarının kapatıldığı dönemlerde yatay örgütlenmelerde yeni bir yurttaşlığın oluşma imkanını örneklerle ele aldı.
Üçüncü oturumda Bilgi Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nden Prof. Dr. Haluk Levent temel gelir tartışmasının esaslarını güncel örneklerle aktarırken halihazırda Southern California Üniversitesi'nde doktora çalışmalarına devam eden bölümümüzün mezunlarından Tuğba Zeynep Şen de Cogito dergisinin 102. sayısında yer alan yazısından hareketle temel gelir tartışmalarının geldiği noktada hayatın her alanının metalaşmasına karşı sunulan alternatifleri ele aldı.
Toplantının düzenleyicilerinden Nazlı Ökten yurttaşlık konusunu ele alma fikrini ortaya atan Doç Dr. Didem Danış'a teşekkür ederek ülkemizin ve dünyanın içinden geçtiği bu zor zamanlarda düşünmeye ve araştırmaya devam etmenin ve umudu korumanın önemini vurgulayan bir kapanış konuşması yaptı.
Küresel salgın sebebiyle, sürdürmeye kararlı ve ısrarlı olduğumuz Barlas Tolan Konferansları serisinin altıncı ve yedinci konferanslarını çevrimiçi düzenlemiştik. 8. Barlas Tolan Konferansı’nda ise tekrar fiziksel olarak buluştuk. Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nün en eski ve önemli etkinliklerinden biri olan bu etkinlik, Galatasaray Üniversitesi’nin kuruluşunda ve gelişmesinde büyük emek sahibi olan Sosyoloji Bölümü Kurucu Bölüm Başkanı Barlas Tolan’ı kaybedişimizin sekizinci senesinde onun adını yaşatmak adına düzenlendi.
“Yemek, İçmek: Toplumsalın Özü” başlığı altında buluşuldu. Toplumsal gerçekliğin bizatihi kendisinin sıradanın, alışageldik olanın altında yattığını yeme ve içme örnekleriyle konuştuk. Konferans, bölümümüzün başkanı Prof. Dr. İpek Merçil’in konuşmasıyla açıldı. Merçil, Barlas Tolan’ın anısını yaşatmanın önemini vurguladı. Prof. Dr. Ali Ergur yeme-içme olgusunun niçin sosyolojik değerlendirilmesi gerektiğini anlatarak sofranın birleştirici gücüne ışık tuttu. Prof. Dr. İpek Merçil ve Prof. Dr. Ali Ergur’un açılış konuşmalarından sonra konferansın ilk oturumu başladı.
İki oturumdan oluşan konferansın “Yemek, Mutfak ve Kültür” adlı ilk oturumu Prof. Dr. Zafer Yenal tarafından yönetildi. Yenal, gündelik olanın ne derece siyasi olduğunun altını çizerek bu bağlamda yemek örneğinin öneminden bahsetti. Doç. Dr. Marie Hélène Sauner Leroy, dindar ve dindar olmayan kadınlarla yaptığı saha araştırmasını sunarak yemek hazırlama pratiklerinin toplumsal cinsiyet bakış açısıyla değerlendirilmesinin önemini vurguladı. Nesiller arasındaki yemek pratiklerinin ne derece değiştiğini paylaştı. Doç. Dr. Defne Karaosmanoğlu yerellik ve kozmopolitlik söylemlerini gastro-ırkçılığın ve popülizmin çeşitli örnekleriyle tartışarak yerelin nasıl yeniden kurgulandığına parmak bastı. Lian Penso, kapalı kapılar ardında kalan azınlık kültür mirası öğelerinin önemini vurgulayarak bayram yemeklerinin ve kadim tariflerin kıymetini gösterdi. Ayrıca yemeğin birleştirici özelliğini vurguladı. Son olarak Aylin Yazıcıoğlu, kendi şeflik deneyimlerinden de yararlanarak özel alanda kadına ait olan yemek yapma olgusunun kamusal alanda erilleşmesinin altını çizdi. İstanbul mutfağının ne anlama geldiğini irdeledi.
“Yemek, Toplum ve Siyaset” adlı ikinci oturumu Dr. Erhan Akarçay yönetti. Prof. Dr. Mustafa Koç kapitalist gıda politikalarının sebep olduğu gıdaya eşitsiz erişimi tartıştı. Prof. Dr. Burak Onaran, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ndeki gıda politikalarından bahsederek yeme pratiklerinin bu politikalarla dönüşümünü irdeledi. Siyasetin ve piyasanın toplumsala etkisini gösterdi. Dr. Candan Türkkan devletin kimin nasıl ve ne kadar beslenmesi gerektiğini asgari ücret üzerinden ne biçimde şekillendirdiğini anlatarak devletin gıda dağıtımında oynadığı rolü aktardı. Ardından Dr. Anna Maria Beylunioğlu kendi profesyonel şeflik deneyiminden de yararlanarak bizleri etnik mutfaklar ve yerellik üzerine düşünmeye sevk etti. İki verimli oturumun ardından, Prof. Dr. Ali Ergur’un kapanış konuşmasıyla konferans sonlandı. Konferansa aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz:
https://www.youtube.com/@barlastolankonferanslari5225/videos
Galatasaray Üniversitesi’nin kurucu Rektör yardımcısı, Sosyoloji Bölümü’nün kurucu Başkanı Prof. Dr. Barlas Tolan’ın 7 Aralık 2014 tarihinde aramızdan ayrılışının ardından her yıl aralıksız olarak düzenlediğimiz Barlas Tolan Konferansları’nın bu yıl yedincisini düzenledik. 23 Aralık 2021 Perşembe günü 09.50-12.20 saatleri arasında geçtiğimiz yıl olduğu gibi uzaktan gerçekleştirdiğimiz “Aile Deyince” konulu konferansımıza Nükhet Sirman, Verda İrtiş, Alanur Çavlin, Didem Danış ve İpek Merçil değerli çalışmalarıyla katkıda bulundular. Konferansa aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Galatasaray Üniversitesi’nin kurucu Rektör yardımcısı, Sosyoloji Bölümü’nün kurucu Başkanı Prof. Dr. Barlas Tolan’ın 7 Aralık 2014 tarihinde aramızdan ayrılışının ardından her yıl aralıksız olarak düzenlediğimiz Barlas Tolan Konferanslarının bu yıl altıncısını düzenledik. 19 Aralık 2020 Cumartesi günü 10.30-13.00 saatleri arasında bu yıl uzaktan gerçekleştirdiğimiz “Pandemi, Kapanma, Kapatılma” konulu konferansımıza Umur Talu, Feyza Ak Akyol, Selim Badur, Göksel Altınışık Ergur, Ceylin Özcan değerli çalışmalarıyla katkıda bulundular. Konferansa aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Galatasaray Üniversitesi’nin kuruluş sürecine en başından itibaren emek koyan birkaç kişiden biri olan Barlas Tolan, beşinci ölüm yıldönümünde, yine kurucusu olduğu Sosyoloji Bölümü’nün öğretim elemanları tarafından düzenlenen bir konferansla anıldı. 5 Aralık 2019 tarihinde Galatasaray Üniversitesi Aydın Doğan Oditoryumu’nda saat 10.00-16.30 saatleri arasında düzenlenen “Üniversite: Dünü, Bugünü, Yarını” başlıklı konferansta, Barlas Tolan’ın Galatasaray Lisesi’nden bazı sınıf arkadaşları ve kardeşleri, İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden meslektaşları, çeşitli üniversitelerden öğretim üyeleri ile öğrenciler hazır bulundular.
Konferansın açılış konuşmasını Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü adına yapan Cem Özatalay, konuşmasında Barlas Tolan’ın üniversitenin kuruluşundaki emeğinin ve katkısının kurumsal düzeyde görmezden gelinmesi olgusuna değinerek, bu durumun dünyadaki ve Türkiye’deki üniversitenin bugünkü hali ve gidişi ile Tolan’ın benimsediği üniversite ideali arasındaki mesafeden ve çelişkiden ayrı düşünülemeyeceğine işaret etti.
Özatalay, aynı nedenle “piyasa dostu” olmak bakımından çekim merkezi olmayan tüm sosyal bilim disiplinleri gibi sosyoloji disiplinin de üniversiter alanda marja itilmek istendiğini, Barlas Tolan adına her yıl düzenlenen bu konferansların da Galatasaray Sosyoloji Bölümü’nün Conatus’unun, “varlığında ısrar çabası”nın bir ifadesi olarak gördüklerini söyledi. Tüm konuşmacılara ve dinleyicilere bu çabaya ortak ortak oldukları, katkı sundukları için teşekkür eden Özatalay, birinci oturumu başlatmak üzere Sosyoloji Bölümü Bölüm Başkanı Ali Ergur’u kürsüye çağırarak konuşmasını sonlandırdı.
Galatasaray Üniversitesi’nin fikir babalarından, kuruluşunda ve gelişmesinde büyük emek sahibi olan, Sosyoloji Bölümü Kurucu Bölüm Başkanı Prof. Dr. Barlas Tolan’ ı kaybedişimizin dördüncü yılını 8 Aralık 2018 günü doldurduk. 2015 yılında değerli hocamızın anısına başlattığımız Barlas Tolan Konferansları dizisinin bu sene dördüncüsünü düzenledik. Galatasaray Lisesi’nin 150. yıl etkinlikleri ve Galatasaray Üniversitesi’nin kuruluşunun 25. yılı olması nedeniyle, konferansımızın konusunu ‘Mekteb-i Sultani’den Üniversiteye Bir Eğitim Kurumu Olarak Galatasaray’ olarak belirledik. Konferans 20 Aralık 2018, Perşembe günü Galatasaray Üniversitesi Aydın Doğan Oditoryumu’nda gerçekleşti.
Galatasaray Üniversitesi’nin kuruluşunda ve gelişmesinde büyük emek sahibi olan, Sosyoloji Bölümü Kurucu Başkanı Barlas Tolan 8 Aralık 2014 tarihinde aramızdan ayrılmıştı. Hocanın anısına 2015 yılından bu yana Sosyoloji Bölümü öğretim elemanları tarafından düzenlenen Barlas Tolan Konferansları dizisi bu yıl sürdürüldü. ‘Kentleşmeyi Yeniden Düşünmek’ konulu konferans 13 Aralık 2017, Çarşamba günü Galatasaray Üniversitesi Aydın Doğan Oditoryumunda gerçekleştirildi.
Konferansın saat 10.00’da başlayan sabah seansı, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Ruşen Keleş’in “Kentleşme Politikalarımız” başlıklı konuşmasıyla başlarken, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden Hatice Kurtuluş da “Türkiye’nin Kentleşme Deneyiminin Toplumbilimsel Analizinde Tarihsel Politik İzleri Sürmek” başlıklı konuşmasıyla konferansa katkı sundu. Daha çok tarihsel bir perspektifle yapılan iki konuşmadan sonra söz alan Orta Doğu Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden Ayda Eraydın ise “Neoliberalizm Sonrasında Kentleşmenin Kavramsallaştırılması: Günümüz Türkiye’sinin Kentleşme Sürecini Tanımlayabilmek için Nasıl Bir Çerçeve Kurgulayabiliriz?” başlıklı bir konuşma yaptı.
ÖĞLEDEN SONRA SEANSI
Fransızca olarak gerçekleştirilen konferansın öğleden sonra seansı saat 14.00’te başladı. Seansa Institut d’urbanisme de Paris‘den (Paris Kentleşme Enstitüsü) Michèle Jolé konuşmacı, Jean-François Pérouse ise tartışmacı olarak katıldılar. Jolé, Institut d’urbanisme de Paris bünyesinde Türkiye üzerine yürütülmüş kent araştırmaları hakkında hazırlamış olduğu konuşmayı dinleyicilerle paylaştı. Konferans, Jean-François Pérouse’un Jolé’nin konuşması üzerinden yaptığı saptamalar ve açtığı tartışmanın tamamlanmasıyla sona erdi.
Bu yıl ikincisi düzenlenen Barlas Tolan Konferansı’nda “Anomi ve Yabancılaşma” kavramları farklı perspektiflerden ele alındı.13 Aralık 2016’da Galatasaray Üniversitesi Aydın Doğan Oditoryumu’nda düzenlenen konferans, Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü adına Verda İrtiş’in, Galatasaray Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi adına Ali Ergur’un ve Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Jale Civelek’in yaptıkları konuşmalarla başladı.
“Ağ Toplumunda Toplumbilimin Kuramsal Açılımları” başlıklı sabah oturumunda ilk sunumu yapan Anadolu Üniversitesi’nden Nadir Suğur, sosyolojinin tarihsel gelişimini epistemolojik ikilikler ve ayrışmalar üzerinden yeniden yorumlayarak, 20. yüzyılın son yıllarından itibaren fail-yapı, miko-makro ikiliklerini aşmaya yönelen sosyolojik eğilimlerinin öne çıkmasının, küreselleşme problematiğinin modernleşme problematiğinin yerini alması ile ilişkisi içinde anlaşılması gerektiğine işaret etti. Suğur’un ardından sunumuna yapan Galatasaray Üniversitesi’nden Cem Özatalay, Barlas Tolan’ın Çağdaş Toplumun Bunalımı: Anomi ve Yabancılaşma başlıklı çalışmasından hareketle önce Tolan’ın anomi ve yabancılaşma kavramlarının aynı olguyu açıklamak için kullanmasının yerinde olup olmadığını tartıştı; ardından da Barlas Tolan’ın çalışmasının temel hedefi olan Durkheim ile Marx’ın bağdaştırılmasının bu iki kavramdan hareketle olup olamayacağını sorguladı. Özatalay, yabancılaşmanın öznelliğin yitimi olarak değil de, nesnelliğin yitimi olarak kavranması durumunda, bu kavramın Durkheim’deki anomi kavramı ile olmasa da egoizm kavramı ile birlikte işe koşulabileceğini ileri sürdü.
Üçüncü olarak söz alan Verda İrtiş, hukukun sosyoloji disiplini içinde nasıl kavrandığını tarihsel bir bakış çerçevesinde ele alırken, Barlas Tolan’ın sosyolojisinde temel referans kaynağı olan Durkheimci hukuk kavrayışının ve anomi kavramının üzerinde durduktan sonra günümüz hukuk sosyolojisinin önde gelen isimlerinden Jacques Commaille’ın “referans/Akıl olarak hukuk” ile “kaynak olarak hukuk” ayrımına değindi. İrtiş, toplumsal ilişkilere içkin olan ve toplumu oluşturan bireylerin ihtiyaçlarına yanıt vermeyi esas alan “kaynak olarak hukuk” yaklaşımının, hukuk alanını demokratikleştirme potansiyellerine değindi.
Sabah oturumunun son konuşmacısı olan Gönül Demez ise Durkheimci onarıcı hukuk kavramı ile denetimli serbestlik uygulamalarının arasındaki bağlantıya işaret ettikten sonra, Antalya örneği üzerinden yürüttüğü araştırma sonuçlarını ele aldı. Özellikle madde bağımlısı gençlerin topluma yeniden kazandırılması için kapatma uygulamasının yetersizliklerine vurgu yaptı. Demez, uluslararası örneklere de gönderme yaparak, bir onarıcı hukuk uygulaması olarak denetimli serbestlik uygulamasının sunduğu olanaklara işaret ederek konuşmasını bitirdi.
Konferansın sabah oturumunun ardından, Yasemin Giritli İnceoğlu’nun Oxford Dictionary tarafından 2016 yılında yılın kelimesi seçilen “post-truth” terimi ile yabancılaşma kavramı arasında ilişkiye dikkat çektiği açılış konuşmasıyla başlayan “Anomi ve Yabancılaşmanın Çağdaş Görünümleri” başlıklı öğleden sonra oturumunda ilk sunumu Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nden İncilay Cangöz aldı. İletişimin iktidarlar için taşıdığı önemi tarihsel gelişimi içinde ele alan Cangöz, konuşmasının devamında günümüz medyasından habercilik pratiklerinden örnekler vererek medya ile yabancılaşma ilişkisine dair bir tartışma yürüttü. Oturumda ikinci sunumu yapan Ayça Yılmaz Deniz ise yabancılaşmanın çağdaş görünümlerini beyaz yakalıların çalışma hayatından hareketle ele aldı. Öncelikle Barlas Tolan’ın çalışma yaşamı üzerine yürütmüş olduğu 1984 tarihli Eskişehir’de Sanayi İşçileri ve 1986 tarihli Çağdaşlaşma Sürecinde Gençlerin Ekonomik Konumu: Tutum ve Değerler başlıklı araştırmalarına değinen Yılmaz, Tolan’ın bu araştırmlarında güvencesizlik ve tanınma sorunlarına dair veriler sunmuş olmasının konu bağlamında önemli olduğunu vurguladı. Zira Yılmaz, günümüzün güvencesiz iş örgütlenmesi içinde yabancılaşmanın, kâh uzun vadeli duygu ve planların ortadan kalkmasınının yol açtığı karakter aşınması ile bağlantılı anlam yitimi olarak, kâh işyerindeki yanlışlıklar ve adaletsizliklerle başetme yöntemi olarak bunları görmezden gelme tutumunun yol açtığı mutsuzluk olarak açığa çıktığına dikkat çekti. Öğleden sonra oturumunda son sözü alan Uğur Zeynep Güven,Barlas Tolan’ın kent araştırmalarından hareketle, günümüz kentinin çok merkezli niteliğine dikkat çeken bir sunum yaptı. Endüstriyel kent alanının çok merkezliliğinin yol açtığı parçalı yapısının, farklı mekansallıklarda değişen oranda geçicililklere sahip farklı kent kültürü communitaslarına yol açtığına işaret eden Güven, kent, mekansallık ve kültür ilişkisinin içiçeliği nedeniyle, kent araştırmalarının çok disiplinli bir perspektifle yürütülmesinin kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak konuşmasını bitirdi.
Öğleden sonra oturumu da tamamlandıktan sonra, konferans, aynı zamanda Barlas Tolan’la uzun yıllar aynı kurumda meslektaşı olarak çalışmış olan Jale Civelek’in, anomi kavramının günümüz uluslararası toplumunda yaşanan krizleri anlamak için kullanılıp kullanılamayacağını sorunsallaştırdığı konuşmasıyla sona erdi.
Bölümümüz kurucusu merhum Prof.Dr. Barlas Tolan’ı 8 Aralık’ta düzenlediğimiz bir toplantı ile andık.
“Türkiye’de Sosyolojinin Dönüşümü” başlıklı toplantıda bölümümüz öğretim elemanlarından Prof. Dr. Ali Ergur, Doç. Dr. Cem Özatalay ve Öğr. Gör. Nazlı Ökten sosyolojinin Türkiye’deki serüveni ve üniversitelerin alana yaklaşım biçimleri üzerine konuştular.
Ardından Doç. Dr. Feyza Ak Akyol’un girişimi ve öğrencilerimizin yardımlarıyla kurulan Barlas Tolan Kitaplığı’nın açılışı ve Barlas Tolan için hazırlanan internet sitesinin tanıtımı yapıldı. www.barlastolan.com adresinden ulaşabileceğiniz bu sitede Barlas Tolan ile ilgili bilgi, belge ve fotoğraflar bulunmaktadır. Barlas Tolan’ın anısını yaşatmayı amaçlayan web sitesine Barlas Tolan ile ilgili düşüncelerinizi ya da anılarınızı yazabilirsiniz.